Yıl: 2000/ Cilt: 2 Sayı: 1 Sıra: 3 / No: 173 /     DOI:

Yeni Güçler - Yeni Şoklar
Emel ARSLAN
Çalışma Ekonomisti

Yeni Güçler,Yeni Şoklar. Alvin Toffler bu kitabında güç dengelerinden, gücün değişiminden, hızlı bir şekilde yayılışından ve bilgi, şiddet, servetin oynadıkları etkin rolden bahsetmektedir.

Güç her alanda,her yerde karşılaşılan bir kavramdır. Tüm insani ilişkilerimizde, evde, radyoda, alışverişte ya da kullandığımız arabada gücün etkileri görülür. Büyük ya da küçük bütün iş kuruluşlarında bir güç alanı kurulmakta. Bu alanda temel yapı taşı olarak;şiddet,servet ve bilgi yer almaktadır. Bilgi;şiddet ve servetten Daha esnek ve demokrattır. Çünkü bilgiyi kullanmak,şiddet ve servete oranla daha Serbesttir. Bilgiyi zayıf ve yoksul insanlar kullanabilirler ama;şiddet ve servet zengin ve güçlülerin elindedir. Güç insan için önemli bir kavram olmasına rağmen, hayatımızın tüm yönleri arasında en az anlaşılanıdır. Çünkü güçte birtakım değişmeler meydana gelmektedir. Sosyal hayatta, okulda, ofiste, hastanede gücün değişimini gözlemleyebiliyoruz.

1989 yılında Sovyetler Birliğindeki dağılmalar tüm dünyayı etkilemiştir. Ya da bilgisayarda yirmi yıl öncesine kadar rakip tanımayan IBM’in bugün birçok rakibi ortaya çıkmıştır. (Nec.FujıtsuiHıtchı) Konuya başka bir boyuttan bakıldığında başarının bile bazı güç dengelerini değişime uğrattığını görebiliriz. Örneğin Japonya’nın ekonomik gücü hızlı bir şekilde tırmanışa geçmişken, bunu sağlayan LDP, MITI ve KELDONRAN’DA değişim rüzgarları esmektedir. Avrupa’da ise durum biraz daha çarpıcıdır. Güç; Londra, Paris, Roma’dan Almanya üzerine kaymaktadır. Böylesi küresel ve ülke içi güç değişimleri daha da fazladır. Bu, bir bakıma normal bir süreç olarak karşılansa da, gücün bu denli kendi yapısı içinde devrim geçirmesi tarihte karşılaşılan ender bir olaydır.

Şiddet, tüm ekonomilerde rastlanır bir kavram olmuştur. Geçmişte dünyanın içinde bulunduğu ekonomik durum pek iyi değildi. O zamanlar filizlenen fabrikalar nasıl oluyordu da kuruluyordu? Bunların sermayeleri nereden geliyoruz? Zorbalıktan, haydutluktan ve şiddetten ele geçen tarlalar, altın madenleri o zaman diliminden biraz daha ileriye geldiğimizde şiddetin şirketler tarafından kullanıldığını görmekteyiz.1930’lu yıllarda ABD’de şirketler grevleri önlemek için birtakım güçlere başvuruyor,çıkan olaylara onlar müdahale ediyor. Japonya’da ise mafya benzeri bir örgüt olan Yakuza bu işi yapıyor. Hükümetin koymuş olduğu yasalarla fiziksel olarak şiddette azalma görülmüştür. Seçim kampanyalarına yapılan parasal desteklerde bazı şirketlerin devletin baskısından kurtulmasını sağlamıştır.

Tarım toplumlarında fiziksel güç etkili iken,sanayi toplumuna gelindiğinde para önem kazanmaktadır. Sanayileşmiş ulus-devletin doğuşu,şiddetin tekelleşip daha sonrada yasalar ardına sığınarak, paraya olan bağımlılığın artmasına neden olmuştur Güç servete doğru kaymıştır. Tarım toplumunda değiş-tokuş sistemi, sanayi toplumda kağıt para, günümüzde ise elektronik para kullanılmaktadır. Elektronik sistemde bilgi egemen değer haline gelmektedir. Bilgi ve zeka tüm alana yayılmış durumdadır. Finansal işlemlerden, bilgisayara, bankacılık alanına kadar her yerde elektronik vasıtalar kullanılmakta.

Bilgi ve zeka ön plana çıkınca da fiziksel istihdam konusu ortaya çıkmaktadır. Burada da yine değişimler gerçekleşiyor. Zihinsel yetenek ve bilgi önem kazanıyor. Örneğin 10 milyon işçi bir iş için aranırken 1milyon işsiz varsa ve bu 1 milyon işsiz yeterli beceri ve de bilgiye sahip değilse istenilen işi yapamayacaktır. Enformasyon süper sembolik ekonomilerde kaçınılmaz bir gerçektir. Çünkü hem zamanda hem mekanda, hem de hammaddede tasarrufu sağlamaktadır. Bu da insanlar ve kuruluşlar için önemlidir.

Enformasyon bu denli önem kazanırken diğer yandan da gücün imgesi durumuna gelmiştir. Bu da yine gücün el değiştirmesine servetten enformasyona kaymasına neden olmuştur. Artık zeka önem kazanmış, onu iyi değerlendirenler söz sahibi olmuştur. Örneğin 1960’lı yıllarda parakendeciler, toptancılar ve bakkallar imalatçıların sahip olduğu ekonomik gücü önlemek ve kasa önündeki kuyrukları önlemek için ürünleri kodlamışlar ve bunları da bilgisayarlardan geçirmişler. Böylece güç imalatçılardan parekendecilere geçmiştir. Bilgisayar dünyasında da enformasyona bağlı olarak hızlı değişimler meydana gelmektedir. Gelişen bilgisayar ağları sayesinde siparişler, müşteri hizmetleri, envanter işlemleri daha da kolaylaşmıştır.

Bu hızlı değişimlerde elektronik savaşlar başlamıştır. Bu savaşta silah olarak bilgi ve bilginin organizasyonu kullanılmakta. Bilginin organizasyonu ise en alt seviyede çalışanından en üst düzeyde çalışana kadar her birimin uyumlu ve koordine şekilde çalışmasıdır. Bu da enformasyonun kontrolüdür. Bu yenilikler geleneksel yapıyı ve bürokrasiyi ciddi şekilde tehdit etmektedir.

Bilgi organizasyonu,günümüzde bürokrasiye yöneltilen saldırıların kaynağıdır. Çünkü bürokrasi birtakım kuralları da beraberinde getirir. İş ortamları kurumlaşmayı gerektirirken, bürokrasi ise mekanikleşmeyi. Yeni pazarların oluşması,yeni ürünlerin yaratılması, teknolojik tasarımlar için birtakım kuralların çiğnenmesi gerekmektedir. Bu da yeni sarsıntılara, güç değerlerinin değişmesine doğru gitmektedir. Yeni bilgi ile üretim arasındaki ilişki değişirse siyasi hayatın temelleri de sarsılmış olur.

Esnek firma kavramı da bir bakıma bürokrasinin o kuralcılığından sıyrılıp, soluk alınan bir yapı olarak nitelendirilebilir. Fakat esnekleşmeyi de tamamen kuralsızlık olarak ele alamayız. Esnek üretimde; kalite, yetenekli eleman, vasıflı işçilere ve eğitime önem verilir. Esneklik, firmaların hızlı piyasa değişimlerine uyum için organizasyon yapılarını esnetmeleridir. Bunun iki boyutu vardır; sayısal(dış esneklik) ve fonksiyonel(iç esneklik).Birinci boyutta firmalar işçilerini piyasa taleplerine göre arttırırlar ya da azaltırlar. İkinci boyutta ise işçilerin bilgi ile donatılmaları ve daha çok iş yapmaları sağlanır.

Enformasyonun süper-sembolik ekonomi yapısı içinde çalışanlarda söz sahibi olurlar. Yani tarım toplumlarında olduğu gibi kol gücü yerine,değişen değişen değerler içinde bilgi gündeme gelmeye başlamıştır. Süper-sembolik ekonomilerde göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçekte bilgi oranına bağımlı olarak işlerin bireyselleşmesi, az “değişebilir” olmasıdır. Bu da bilgi işçilerinin değiştirilmesini azaltmakta. Çünkü işten çıkan bir işçi yerine aynı yeteneklere sahip olanını bulmak gerekir ya da işe alınanları eğitmek. Bu da hem zaman alır hem de para gerektirir.

Tüm bu değişim süreci içerisinde hız kavramı da kendini hissedilir ölçüde göstermeye başlamıştır. Hızlı ekonomiler de güçte değişimi beraberinde getirmektedir. Örneğin “Express Pak” sipariş sistemiyle zamandan tasarruf edilmiştir. Müşteri hamburger, cola ve patates kızartması yerine bu kelimeyi kullanmakta; böylece her şey biraz hız kazanmış oluyor.

Kısacası bilgi önem kazanırken, onu nasıl kullanacağımızı bilmezsek, ne gücün haksız kullanımına karşı koyabilir, ne de yarının teknolojisinin vaat ettiği demokrat topluma ulaşabiliriz.

62080 kez görüldü, 2 kez indirildi.

<< --
 
EBSCO
PROQUEST
CABELLS DIRECTORY
INDEX COPERNICUS
SOCIOLOGICAL ABSTRACTS
ASOS Akademia Sosyal Bilimler Index
Üye Girişi
DUYURULAR/HABERLER
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler ve bu konudaki sorumluluk yazarlarına aittir.
Ampirik veriler, değerlendirme sürecinde hakem veya hakemler tarafından talep edilirse, yazar veya yazarlar ilgili verileri paylaşırlar.
Bu verilerin bir başka çalışmada kullanılmaması esastır.
© 2000 - 2024 İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi