Yıl: 2003/ Cilt: 5 Sayı: 2 Sıra: 3 / No: 146 /     DOI:

Çağdaş Eğilimler Çerçevesinde Türkiye'de Vergi İdaresinin Modernizasyonuna Yönelik Çalışmaların Değerlendirilmesi
Yard.Doç.Dr. Adnan GERÇEK
Uludağ Üniversitesi - İİBF - Maliye Bölümü

I. GİRİŞ

Günümüzde, beyan esasına dayanan çağdaş vergi sistemlerinin başarılı olması için vergi kanunlarının basit, adil ve verimli olması yeterli olmayıp, vergi idaresinin güçlü bir şekilde örgütlenerek bir taraftan mükelleflere çağdaş bir vergilendirme hizmeti sunması, diğer taraftan da mükellef beyanlarının denetlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, vergi idaresinin modernizasyonu ve vergilendirme hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde sunulması, son yıllarda tüm çağdaş vergi idarelerinin üzerinde durdukları ve çeşitli projeler geliştirdikleri konuların başında gelmektedir.
Vergi idaresinin modernizasyonu çalışmalarına paralel olarak, vergi idaresinin amaçları, temel ilke ve stratejileri önemli değişikliklere uğramakta ve yeni yönetim anlayışı çerçevesinde gelişmektedir. Aynı şekilde vergi idaresinde etkinlik kavramı ön plana çıkmakta ve etkinlik anlayışında klasik hazineci yaklaşımdan, mükellef memnuniyeti ile performans ölçümünü esas alan performans yönetimi anlayışına geçilmektedir. Bu çerçevede vergi idaresinin misyonu, vizyonu ve stratejik öncelikleri belirlenmekte, bunları gerçekleştirmek için performans ölçüm kriterleri tespit edilmekte ve hesap verme sorumluluğu esas alınarak dönemsel raporlarla sonuçlar kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. Vergi idaresinin modernizasyonu ile ilgili bu çalışmalarda, ileri teknolojilerden ve elektronik bilgi iletişim sistemlerinden yoğun bir şekilde yararlanılmaktadır.

Vergi idaresinin modernizasyonu ile ilgili sürekli bir süreç haline gelen bu çağdaş eğilimler çerçevesinde, Türkiye'de vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ve modernizasyonuna yönelik çalışmalar da hız kazanmış bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, öncelikle vergi idaresinin modernizasyonu ve yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak çeşitli ülke uygulamalarını incelemek ve daha sonra bu eğilimler çerçevesinde Türkiye'de vergi idaresinin modernizasyonuna yönelik çalışmaları incelemek ve değerlendirmektir.

II. VERGİ İDARESİNİN MODERNİZASYONUNA YÖNELİK ÇAÄžDAŞ ÜLKE UYGULAMALARI

A. ABD'DE GELİR İDARESİNİN MODERNİZASYONU İLE İLGİLİ GELİŞMELER

1. Gelir İdaresinin Misyonu, Amacı ve İlkelerinin Yeniden Belirlenmesi

1998 yılında ABD Kongresi tarafından kabul edilen Amerikan Gelir İdaresi (IRS)'nin Yeniden Yapılanması ve Reform Kanunu (Bkz. IRS, 1998) ile IRS'nin modernize edilebilmesi için şu talimat verilmiştir: mükellef ihtiyaçlarını göz önüne alarak en iyi hizmet sunmak. Kendisine verilen bu talimat doğrultusunda IRS yeni misyonunu: "Vergi mükelleflerinin sorumluluklarını anlamalarına ve yerine getirmelerine yardımcı olarak ve vergi yasalarını herkese tutarlılık ve adalet anlayışı içinde uygulayarak en üst kalitede hizmet sunmak" şeklinde tanımlamıştır. Yeni misyonunu gerçekleştirebilmek için IRS kendisine üç stratejik amaç belirlemiştir: 1) Her mükellefe en iyi hizmeti sunmak, 2) Tüm mükelleflere en iyi hizmeti sunmak ve 3) Verimli ve nitelikli hizmet sunmak (IRS, 2002a: SC-1). Böylece IRS'de "en az maliyetle en fazla geliri toplamak" yaklaşımından "verimli ve nitelikli çalışma" yaklaşımına geçilmiştir.

IRS bu stratejik amaçlarını gerçekleştirmek için belirlediği beş temel ilke ise şunlardır (IRS, 2000b: 13-15; Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü, 2001: 14):

a) Mükellef bakış açısını anlama ve sorunları kavrama ve çözmede olaya mükellef açısından bakabilmek.
b) Yöneticilerin mükelleflere bilgi vermek, sorunları çözmek için idari işlem yapma ve IRS amaçlarını gerçekleştirme ile ilgili hesap verebilmek.
c) Performans değerlendirmede daha dengeli kriterler kullanmak.
d) Açık ve dürüst iletişime sahip olmak.
e) Tam dürüstlük sağlamada ısrarcı olarak mükelleflerin idareye olan güvenini sürdürmek.

2. IRS'nin Yeniden Yapılandırılması

1998 yılında Kongre tarafından kabul edilen IRS'nin Yeniden Yapılanması ve Reform Kanunu ile IRS'nin yeniden yapılandırılmasının gerçekleştirilebilmesi için şu beş ayrı alanda önemli değişikliklerin yapılması kararlaştırılmıştır (Rosotti, 1998: 11-15):

a. Gelir idaresi uygulamalarını yenilemek: Gelir idaresinin uygulamaları mükelleflerin sorunlarını anlama, çözme ve önlemeye yönelmiştir. Gelir idaresinin işlerinde en fazla önem mükelleflerin eğitilmesine ve onlara hizmet sunulmasına verilmeye başlanmıştır.

b. Dört ana operasyon grubu oluşturmak: Mükelleflerin ihtiyaçlarını ve sorunlarını çözecek yönetim takımlarının oluşturulması esas alınarak, IRS'nin yeni idari yapılanmasında dört ana operasyon grubu oluşturulmuş ve mükellef gruplarına göre ayrı vergileme hizmeti sunan bir yapı içinde örgütlenme sağlanmıştır. Mükelleflerin benzer ihtiyaçları dikkate alınarak oluşturulan yeni yapı, aşağıda belirtilen dört ana mükellef grubunu kapsamaktadır (Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü, 2001: 13): 1) Ücret geliri elde edenler ve basit beyanname dolduran mükellef grubu, 2) Küçük işletmeler (aktifi 5 milyon $'a kadar olanlar) ile vergilemesi daha karmaşık olan gerçek kişiler, 3) Orta ve üst gelire sahip (aktifi 5 milyon $'ı aşan) işletmeler ve 4) Muaf Kuruluşlar.
Bu yeni yapılanmaya göre IRS, fonksiyonel yapılanma yerine, müşteri ve hizmet odaklı yapılanmayı benimsemiştir. Eski yapılanmada yöneticiler sadece mükelleflere vergi kanunlarının tam olarak uygulanmasından sorumlu iken, yeni yapılanmada yöneticiler mükelleflerin özel ihtiyaçlarını karşılamakla sorumlu tutulmuşlardır.

c. Performans ölçülerini değiştirmek: Eski yapılanmada IRS'nin performans ölçüsü kurumun iç işlemlerine yönelik olmuş ve mükelleflerin bakış açısı ile memnuniyeti hesaba katılmamıştır. Yeni performans ölçüleri ise şunları hesaba katmaktadır: temel mükellef grubunun genel uyumu, müşteri memnuniyeti, çalışan memnuniyeti ve sürekli iyileştirme.

d. Gelir idaresinin sorumluluğunu açıkça belirlemek: Mükelleflerin benzer ihtiyaçları ve sorunları çerçevesinde bir yapılanmada, her dört operasyon grubunun yönetici takımı o gruptaki mükelleflerin özel ihtiyaç ve problemlerini öğrenme imkanı bulmakta ve bunların çözümlenmesi için daha etkin hareket edebilmektedir. Özel sektördeki benzer modellere dayanan bu yapılanma modeli, yönetim katmanlarının azaltılmasını ve sorumluluk sınırlarının açıkça belirlenmesini sağlayarak yeni öneri, çözüm yolu ve iletişim imkanlarının geliştirilmesini kolaylaştırmaktadır.

e. Yeni teknolojiden yararlanmak: Yeni yapılanma anlayışına destek olmak amacıyla, IRS teknolojik altyapının güncelleştirilmesi ve geliştirilmesine büyük önem vermiş ve yeni teknolojilerin kullanılmasını sağlamak için bu alanda deneyimli işletmelerle yakın işbirliğine gitmiştir. IRS'nin yeni teknolojiden yararlanmasının iki temel hedefi vardır: 1) mükelleflerle elektronik ortamda iletişim kurarak vergileme ile ilgili işlem ve sorunlarını daha çabuk çözmek ve 2) diğer ilgili kuruluşlarla elektronik veri alış-verişinde bulunarak mükellefler hakkında daha fazla bilgi elde etmek.
IRS uygulamaları birbirinden çok farklı ve kapsamlı olduğundan, her işlem için özel bilgisayar programları kullanılmaktadır. Bu nedenle, IRS'nin yeniden yapılanmasına paralel olarak yeni teknolojilerden yararlanılabilmesi için, "işletim sistemi"nin modernizasyonunun farklı projeler şeklinde yürütülerek 5 yıllık bir dönem içinde tamamlanması öngörülmüş olup, bazıları tamamlanmıştır. IRS'nin amacı 2007 yılında beyannamelerin en az %80'inin elektronik ortamda doldurulması ve gönderilmesini sağlamaktır( ETAAC, 2002: 1-3).

3. IRS'de Toplam Kalite Uygulaması ve Modernizasyon Çalışmaları

IRS'de toplam kalite yönetimi ile ilgili çalışmalar 1990'larda başlamıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda IRS'nın üç temel hedefi şu şekilde belirlenmiştir: Birincisi, işlem sürecinde kalite ve verimliliğin güçlendirilmesi; İkincisi, mükellef yüklerinin azaltılması ve Üçüncüsü de, mükelleflerin vergi kanunlarına gönüllü uyumlarının geliştirilmesidir. Bu hedeflere ulaşabilmek için IRS aşağıdaki kalite geliştirme uygulamalarını ve modernizasyon çalışmalarını gerçekleştirmeyi planlamıştır:

- Mükelleflere sunulan hizmet kalitesinin, çalışanların yetkilendirilmesi ve doğru becerilerle donatılması vasıtasıyla artırılması,
- Aktif liderlik vasıtasıyla ahlaki davranış ve profesyonel standartlara bağlılığın sağlanması,
- Çeşitli tecrübe, değer, bakış açısı ve işgücü ihtiyaçlarının üstlenilmesi ve yönetilmesi,
- Vergi Sistemlerinin Modernizasyon Projesinin uygulanması,
- Uyum 2000 projesinin uygulanması.

IRS 1960 ve 1970'li yıllardan bu yana bilgisayar teknolojisinden yoğun ve etkin bir şekilde yararlanmaktadır. Yeni teknolojilerin kullanımı sayesinde, bir taraftan IRS'nin vergi mükellefleri ve işlemleri ile ilgili bilgi elde etme imkanları oldukça gelişmiş, diğer taraftan da bilgiye ulaşma maliyetleri azalmıştır. Ayrıca, bilgisayar teknolojisi vergi idaresinin uygulamalarını güçlendirmiş ve vergi kaçakçılığının önlenmesinde büyük rol oynamıştır (Slemrod, 1990: 175). Beyannamelerin seçilmesi ve kayıtların gerçek ölçek ve hadlere uyup uymadığı kontrolünün bilgisayarlar aracılıyla yapılması, vergi inceleme ve denetimlerinin objektif şekilde yapıldığı ve denetçilerin sübjektif değerlendirmelerine dayanmadığı konusunda mükelleflere bir güvence sağlamış ve vergi kanunlarına uyumunu artırmıştır (Vickrey, 1978: 160).

Günümüzde mükelleflerin yükümlülüklerinin azaltılması ve vergi kanunlarına gönüllü uyumunun geliştirilmesi amacıyla müşteri odaklı bir anlayışla "Uyum 2000" projesi geliştirilmiştir. Bu proje sayesinde mükelleflerin genel ihtiyaç ve beklentileri belirlendiğinden, IRS tarafından sunulan hizmetlerin kalitesi artırılacaktır. Mükelleflerin ihtiyaç duydukları bilgilerin sağlanması, sadece mükelleflerin IRS ile olan ilişkilerinde stresi azaltmakla kalmamakta, aynı zamanda ödeme sürecini ve beyanname verme yükünü de azaltmaktadır. Böylece, toplam kalite yönetimi sisteminin ayrılmaz parçası olan müşteri odaklı anlayış da sağlanmış olmaktadır (Sawyers - Chen, 2001: 97).

4. Mükellef Hakları Beyannamesinin Yayınlanması

2000'li yılların global eğilimleri çerçevesinde gelir idaresinin modernizasyonunun temelinde etkin bir vergi sistemini kurulmasının yanı sıra, mükellef haklarının tutarlı ve adil bir hizmet anlayışı ile birlikte ele alınması gerektiği ilkesi bulunmaktadır.

ABD Kongresi, 1996 yılında kabul ettiği yasa ile Mükellef Hakları Beyannamesini ilan etmiştir (Bkz. IRS, 1996). Bu yasaya göre mükelleflerin IRS ile olan ilişkileri sırasında sahip oldukları haklar şunlardır (IRS, 2000a: 1):

a. Mükellef haklarının güvence altına alınması,
b. Gizlilik ve güvenirlik sağlanması,
c. Profesyonel, doğru ve nazik muamele edilmesi,
d. Temsilci kullanılabilmesi,
e. Sadece doğru hesaplanmış vergileri ödeme,
f. Çözümlenmemiş vergi sorunlarıyla ilgili yardım alma,
g. Uzlaşma ve yargı yoluna başvurma,
h. Kesilen ceza ve gecikme zammının azaltılması.

5. Mükellefin Avukatı İdaresinin Geliştirilmesi

ABD'de 1998 reform Kanunu ile, vergi idaresinin dışında bağımsız idari bir birim olan Mükellefin Avukatı İdaresinin yetkileri genişletilmiş ve sorumluluklarında önemli değişiklikler yapılmıştır (Bkz. IRS, 1996). Yeni yetki ve sorumluluklarına uygun olarak Mükellefin Avukatı İdaresinin yeni misyonu şu şekilde belirlenmiştir: Mükelleflerin IRS ile olan sorunlarını çözmek ve yeni sorunları önleyecek değişiklik önerilerinde bulunmak. Mükellefin Avukatı İdaresinin amacı iyi yetişmiş personelden oluşan bir idare oluşturarak, IRS'nin mükelleflere müşteri odaklı davranmalarını sağlamak, mükelleflere daha aktif savunma hizmeti sunmak ve mükellef yararına politikaların geliştirilmesinde ve kararların alınmasında önemli rol oynamaktır.

Mükellefin Avukatı İdaresi iki temel fonksiyon çerçevesinde organize olmuştur: 1) Koruma fonksiyonu ve 2) Sistem analizi ve savunma fonksiyonu. Koruma fonksiyonu Mükellefin Avukatı İdaresinin kriterleri çerçevesinde mükelleflerin sorunlarını çözmeden sorumludur. Sistem analizi ve savunma fonksiyonu ise sistem problemlerini belirlemek, kökleşmiş sorunları analiz etmek, yeni sistem ve uygulamaların potansiyel sorunlarını saptayarak bunlara yönelik çözüm geliştirmekten sorumludur.

Mükellefleri zor duruma düşürebilecek bir vergi uygulaması ortaya çıktığında, 30 gün içinde Mükellefin Avukatı İdaresine başvurulabilir. Mükellefin Avukatı İdaresi IRS ile mükellefler arasında devreye girer. Delilleri ve mükelleflerin durumunu değerlendirerek zor durumdaki mükelleflere yardımcı olur. Vermiş olduğu kararlar bağlayıcı olmamakla beraber, uygulamada doğrudan dikkate alınmaktadır. Böylece, mükellefin ailesinin geçimi veya işletmesindeki çalışanların gelirleri tehlikeye girmeden, çoğu kez vergi ihtilafı doğmadan sorun çözümlenmiş olmaktadır (Eyüpgiller, 2001: 124).

B. İNGİLTERE'DE GELİR İDARESİNİN MODERNİZASYONU İLE İLGİLİ GELİŞMELER

1. İngiliz Gelir İdaresinin Yeniden Yapılandırılması

İngiliz Gelir İdaresinin geniş bir şekilde yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmalar Ocak 1993'de başlamıştır. Bu yeniden yapılandırma sürecinde Gelir İdaresi bir kurul olarak örgütlenmiş ve bu kurulun üyelerine de "Vergi Komisyon Üyesi" ismi verilerek İngiliz Gelir İdaresinin mükellef odaklı bir yönetim anlayışına geçileceği vurgulanmıştır (Steward, 2000: 14-15).

İngiliz Gelir İdaresinin yeniden yapılandırılmasına paralel olarak gelir idaresinin çalışma anlayışında da önemli değişiklikler yapılmıştır. Mükellef odaklı yönetim anlayışının başarılı bir şekilde yerleştirilebilmesi için gelir idaresinin çalışma prensipleri yeniden belirlenmiştir. Bu prensipler mükellefleri anlama, onların sorunlarını çözme, gelir idaresi - mükellef ilişkilerini hızlı ve etkin bir şekilde kurma ve mükelleflerin vergiye uyumunu artırmaya yöneliktir. Gelir idaresinin etkinliğini ve verimliliğini artırmak, uyum sağlamayan mükelleflerle başarılı bir şekilde mücadele etmek ve etkin vergileme politikaları geliştirmek amacıyla İngiliz Gelir İdaresi ile Gümrük İdaresi ve diğer ilgili kurumlar arasında yakın çalışma ilişkilerinin kurulmasına büyük önem verilmiştir.

İngiliz Gelir İdaresinin modernizasyonu sağlamaya yönelik olarak 2002 yılında Beş Yıllık Kaliteli Hizmet programı uygulamaya konulmuştur. Bu program sayesinde vergilendirme hizmetinin kalitesinin artırılması amaçlanmaktadır. Söz konusu kalitenin artırılmasının önemli bir unsuru olarak ileri teknolojilerden daha da yaygın bir biçimde yararlanılması düşünülmektedir. Ayrıca, çalışanların bilgi, beceri ve yeterliliğinin artırılması ve her düzeyde etkin bir liderlik ve yönetim anlayışının yerleşmesi için gelir idaresi personelinin eğitimine önemli yatırım yapılmaktadır (Inland Revenue, 2000b: 16-19).

2. İngiliz Gelir İdaresinin Misyonu ve Hizmet Standartlarının Açıklanması

İngiliz Gelir İdaresi mükelleflerin ve çalışanlarının görüşlerini dikkate alarak hazırladığı misyonunu, 1 Nisan 1999 tarihinde Mükellef Hakları Bildirgesi (Charter for Taxpayers) metni olarak ilan etmiştir. Bu metinde vergi mükellefleri müşteri olarak isimlendirilmiş olup, İngiliz Gelir İdaresinin amacı, onlara etkin verimli ve adil hizmet sunmak olduğu açıklanarak mükelleflere sunulacak hizmetin standartları, hangi konularda idarenin yardım ve desteğini alabilecekleri, dilek ve şikayetlerini ne şekilde işleme koyabilecekleri tespit edilmiştir (Inland Revenue, 2000a: 3-4).

İngiliz Gelir İdaresi tarafından sunulan hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla mükelleflerden gelen önerilere büyük önem verilmektedir. Bu amaçla ulusal, bölgesel ve yerel anketler düzenlenmekte ve mükelleflerden gelen şikayetler dikkatlice incelenmektedir. Mükelleflere daha etkin, verimli ve adil hizmet sunulabilmesi amacıyla, 1995 yılından itibaren İngiliz Gelir İdaresinin bazı bürolarında Toplam Kalite Yönetimine geçilmiş ve bu sayede hem vergileme hizmetlerinin müşteri odaklı olarak daha etkin sunulması sağlanmış, hem de çalışanların motivasyonu ve iş memnuniyeti artırılmıştır.

3. Vergi Ombudsmanı'nın Kurulması

"Vergi Ombudsmanı" veya "Parlamento Vergi İdaresi Komisyonu Üyesi" gelir idaresinin haksız işlemlerine karşı mükelleflerin düzletme talepleri veya şikayetlerinin önceden belirlenmiş süreler içinde çözümlenmemesi halinde, bu uyuşmazlıkları çözümlemektedir. Ombudsmanın yetki ve sorumlulukları 1967 yılında Parlamento Komisyonu Üyeleri Kanunu ile belirlenmiştir. 1994 yılında yetki ve sorumlulukları, kamu idarelerinden bilgi elde etmeyle ilgili şikayetleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Genellikle şikayet yoluyla Ombudsmana başvurulmadan önce, mükelleflerin gelir idaresiyle olan uyuşmazlıklarını çözmek amacıyla ilgili gelir idaresine başvurmaları ve bunları idari prosedür içinde çözmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla Ombudsmana ancak idari aşamada çözümlenemeyen uyuşmazlıklar için başvurulmaktadır. Eğer mükellefin şikayetinin haklı olduğunu görürse, Ombudsman ilgili idareye şikayetle ilgili işlemlerin düzeltilmesini tavsiye eder. Ombudsman kendi tavsiyesinin yerine getirilmesi hususunda idareyi zorlamaya yetkisi yoktur, ancak idareler Ombudsman'ın hemen hemen bütün tavsiyelerini yerine getirmektedirler. Bu durumda Ombudsman ilgili idareye takip ettikleri prosedürü gözden geçirmeleriyle ilgili rapor sunmakta ve böylece diğer mükelleflerin aynı zorluklarla karşılaşmaları önlenmektedir (Inland Revenue, 2002a:).

4. Yeni Teknoloji Kullanımının Özendirilmesi

İngiltere Gelir İdaresi teknolojik gelişmelerden etkin bir şekilde yararlanmak amacıyla internet üzerinden beyanname düzenleme ve idareye iletme sistemi başlatılmıştır. Ayrıca, internet, telefon ve iletişim merkezleri aracılıyla mükelleflere her türlü bilgi ve yardım ulaştırılması, onların eğitilmesine önemli katkı sağlamıştır. Böylece yeni teknolojilerden yararlanılması ile İngiltere Gelir İdaresi ve Gümrük İdaresi ile mükellefler arasında hızlı ve kolay iletişim sağlanması, önemli zaman ve kaynak tasarrufuna yol açmıştır. Diğer taraftan, yeni teknolojilerin sağlamış olduğu imkanlardan yararlanarak uluslararası ticaret, ihracat, gümrük işlemleri, Katma Değer Vergisi iadeleri ve benzeri işlemler hakkında etkin bilgi elde edilmesi, İngiltere Gelir İdaresi'nin uygulamalarındaki etkinliği önemli ölçüde artırmıştır (Inland Revenue, 2002b).

5. Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılması

Son 25 yılda yapılan çok sayıda değişiklik sonucunda İngiliz Vergi Sistemi oldukça karmaşık hale gelmiş ve vergi kanunlarının dili ve yapısı eleştirilmeye başlanmıştır. Bu nedenle, vergi sisteminin basitleştirilmesi amacıyla 1996 yılında Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılması Projesi başlatılmıştır. Bu projenin amacı dolaysız vergi kanunlarının temel yapısında değişiklik yapılmadan daha açık ve basit hale getirmek için, bu kanunların yeniden yazılmasıdır (Inland Revenue, 2002c).

Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılması Projesi kapsamında şu temel vergi kanunlarının yeniden yazımı gerçekleştirilmesi planlanmıştır: Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Sermaye Kazançları Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Veraset Vergisi Kanunu ve Vergi İdaresi Kanunu. 2001 yılının sonuna kadar Sermaye Kazançları Vergisi Kanununun tamamı ile Gelir Vergisi Kanununun bazı bölümlerinin yeniden yazımı tamamlanmıştır.

Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılması Projesinde kanunlar mümkün olduğu kadar konuşma dilinde, kısa ve aktif yapıdaki cümlelerle yeniden yazılmaktadır. Ayrıca, hukuki anlamları ve içerikleri değiştirilmeden daha kolay anlaşılabilmesi için eski ifadeler yerine çağdaş ifadeler kullanılmaktadır. Okuyucuların tanımlarla ilgili kavramları bulmalarını kolaylaştırmak için kanunlardaki tanımlar uyumlaştırılmaktadır. Benzer kurallar aynı yerde gruplandırılmakta ve bunlara ilişkin olarak çok kullanılan maddelerde atıf yapılmaktadır.

Vergi Kanunlarının Yeniden Yazılması Projesinin amacı sadece vergi kanunlarını basit hale getirmek olmayıp, aynı zamanda kanunların teknik açıdan hatasız ve doğru olmasıdır. Bu nedenle, yeniden yazılan kanunların doğruluğundan proje üyeleri sorumludur. Doğruluk, yeniden yazılan kanun taslaklarının iç ve dış uzmanların gözden geçirilmesine sunularak ve onlara danışılarak sağlanmaktadır (Inland Revenue, 2002d).

C. AVUSTRALYA'DA VERGİ İDARESİNİN MODERNİZASYONU İLE İLGİLİ GELİŞMELER

1. Yeni Vergi Sistemine Yeni Vergi İdaresi Oluşturulması

Mevcut vergi sisteminin 21. yüzyılın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu gören Avustralya hükümeti "Vergi reformu: yeni vergi değil, yeni vergi sistemi" sloganıyla başlatmış olduğu çalışmalar sonucunda 1 Temmuz 2000 yılında yeni vergi sistemini uygulamaya geçmiştir. Yeni vergi sisteminde gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisinde ciddi değişiklikler yapılmış, Mal ve Hizmet Vergisi ile ücretlilerin vergilendirilmesinde Kazandıkça Ödeme Yöntemi ilk defa yürürlüğe girmiştir (ATO, 2002a).
Yeni vergi sistemine paralel olarak vergi idaresinde de yeni bir anlayışın hakim kılınmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar vergi idaresinin önceliklerinin, stratejilerinin ve prensiplerinin yeniden belirlenmesini kapsamaktadır.

a. Vergi idaresi öncelikleri ve değerlerinin yeniden belirlenmesi: Vergi idaresinde yeni anlayışın hakim kılınması bağlamında öncelikleri şöyle belirlenmiştir (ATO, 1999: 3); 1) bütçe gelirlerini tahsil etmek, 2) vergi reformunu gerçekleştirmek, 3) globalleşme ve yerleşmiş davranışlar çerçevesinde kayıtdışı ekonomi ve vergi rekabetini zorlayacak saldırgan vergi planlaması tarafından sergilenen vergi itiraz sorunlarını çözmek ve 4) toplumsal güven aşılayıcı davranışları yönetmek.

b. Vergi idaresi stratejilerinin açıklanması: Yeni anlayışla birlikte vergi idaresinde işletme stratejilerinin geliştirilmesine büyük önem verilmiştir. Bu stratejiler dört başlıkta toplanmıştır (ATO, 1999: 5-6): 1) Uyum sağlama, 2) Toplumla olan işbirliğini geliştirme, 3) Vergi reformu ve politikalarını destekleme ve 4) Yeni teknoloji kullanma.

c. Vergi idaresi temel çalışma prensiplerinin kabul edilmesi: Günümüzde toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için vergi idaresinin gündeminde önemli bir değişim süreci vardır. Bu değişim sürecinde Avustralya Vergi İdaresi şu temel prensipleri yol gösterici olarak kabul etmiştir (ATO, 1999: 8):

- yapılan değişiklikler hakkında mükelleflere mümkün olduğu kadar hızlı ve açık bilgi vermek,
- kurumsal perspektif ve hizmet ihtiyacı doğrultusunda vergi idaresi personelini rotasyona tabi tutarak aktif bir şekilde yönetmek,
- vergi idaresi personelinin bilgi ve becerisini artırarak ihtiyaçlara göre farklı işleri yapabilmelerini sağlamak,
- vergi idaresi personelinin yükseltilmesinde veya işten çıkarılmasında objektif değerlendirme yöntemleri belirlemek,
- işini terk etmek veya değiştirmek zorunda kalan mükelleflere yeni beceriler kazandırmak veya yeni iş bulmak için aktif destek sağlamak,
- değişim sürecinde eleme, gelişme, ödüllendirme ve performans beklentileri çerçevesinde yöneticilerin liderlik vasıflarını ön plana çıkarmak.

2. Vergi İdaresinin Misyonu ve Hizmet Standartlarının Açıklanması

Avustralya Vergi İdaresi'nin misyonu; "Hükümetle olan kaliteli işbirliği çerçevesinde vergileri toplarken gösterilen profesyonellik ve mükelleflere karşı adil tutumla basit, verimli ve eşit bir vergi sistemine ulaşmak" şeklinde belirlenmiştir (OSR, 2002). Bu çerçevede, Avustralya Vergi İdaresi yayınlamış olduğu Mükellef Hakları Bildirgesinde, faaliyetlerini müşteri odaklı ve birlikte çalışma esasına dayalı olarak sürdüreceğini, mükelleflere karşı dürüst, profesyonel, objektif ve adil bir anlayışla davranacağını taahhüt etmiştir. Ayrıca, vergi idaresi tarafından mükelleflere sunulacak hizmetlerin standartları belirlenmiş (Bkz. ATO, 2002d); vergileme süreciyle ilgili mükelleflere sağlanacak yardımlar ve mükelleflerin sorumlulukları açıklanmış; vergi idaresinin işlemlerine karşı mükelleflerin itiraz ve şikayetleriyle ilgili hakları tespit edilmiştir.

Avustralya Vergi İdaresi, mükelleflere sunulan hizmetlerin kalitesini ve hizmet standartlarını her geçen yıl geliştirmektedir. Mükelleflere sunulan hizmetlerde ulaşılan performansı değerlendirmek için; doğruluk, güvenirlik, açıklık ve zamana uygunluk gibi kriterler kullanılmaktadır. Ayrıca, sunulan hizmetlerden mükelleflerin memnuniyetini belirlemek için, mükelleflerden örneklemler seçilerek görüşülmektedir (ATO, 2002c).

3. Mükelleflerin Yasal Hak ve Taleplerinin Belirlenmesi

Avustralya Vergi İdaresi, mükelleflerin yasal hakları ile vergi idaresinden talep edebilecekleri hizmet standardı, yardım ve bilgi konularını açıklamıştır. Mükelleflerin vergi idaresinden talep edebilecekleri hususlar şu 12 başlık altında toplanmıştır (Bkz. ATO, 2002b):

a. Vergi idaresinin mükelleflere adil ve makûl davranması,
b. Mükelleflerin vergileme işleminde dürüst olmaları,
c. Vergi idaresinin yapmış olduğu işlemler dolayısıyla hesap verebilmesi,
d. Mükelleflere profesyonel hizmet ve yardım sunulması,
e. Vergi mahremiyeti ve özel hayata saygı gösterilmesi,
f. Vergi mükellefleri ile ilgili bilgilerin güvenli bir şekilde korunması,
g. Vergi idaresinde tutulan mükellef bilgilerinin kendisine verilmesi,
h. Vergi idaresinin mükellef hakkındaki kararlarının açıklanması,
i. Mükellefin temsil edilmesi,
j. Vergi idaresinin tavsiye ve bilgilerine güvenin sağlanması,
k. Vergi kanunlarına uyum maliyetinin azaltılması,
l. Vergi idaresinin eylem ve kararlarının denetlenmesi.

4. Mükelleflere Önemli Vergi Yükümlülüklerinin Hatırlatılması

Avustralya Vergi İdaresi mükelleflerin vergi idaresinden talep edebilecekleri hizmet standartlarını açıklamasına karşın, mükelleflerin en önemli vergi yükümlülüklerini de hatırlatmıştır. Vergilerin kanunlara uygun bir şekilde ve doğru miktarda ödenmesi çok önemli bir toplumsal sorumluluk olarak nitelendirilmiştir. Bu sorumluluğa bağlı olarak mükelleflerin en önemli yükümlülükleri şöyle belirlenmiştir (ATO, 2002e): 1) Vergi idaresine karşı dürüst olunması, 2) Kayıtların kanunlara uygun tutulması, 3) Kayıt ve belge düzeninde gerekli özenin gösterilmesi, 4) Beyannamelerin vadesinde vergi idaresine teslim edilmesi ve 5) Vergi ve diğer ödemelerin vadesinde yapılması.

D. YENİ ZELANDA'DA VERGİ İDARESİNİN MODERNİZASYONU İLE İLGİLİ GELİŞMELER

1. Yeni Zelanda Gelir İdaresinin Misyon ve Stratejilerinin Yeniden Belirlenmesi

Yeni Zelanda Gelir İdaresinin misyonu şu şekilde belirlenmiştir: "Hükümete ve topluma yüksek kaliteli vergi ve sosyal politika hizmeti sunmak". Bu çerçevede Gelir İdaresinin amacı; eğitim, kaliteli hizmet ve adil fakat ödünsüz uygulama ile mükelleflerin vergi yasalarına uyumunu maksimize etmektir. Gelir idaresinin birinci yasal görevi mevcut vergi yasaları çerçevesinde, mükelleflerin gönüllü uyum göstermelerini ve en az maliyete katlanmalarını sağlayarak mümkün olan en fazla geliri toplamaktır. Yeni Zelanda Gelir İdaresi mükellefleri "değerli müşteriler" olarak gören bir anlayışla net vergi gelirlerini artırabilmek için bir taraftan kendi personeline değer vermekte ve bilgi becerisini geliştirmekte, diğer taraftan da vergi kanunlarında yapılacak düzenlemelerle ilgili yüksek kaliteli politika önerileri sunmaktadır (Inland Revenue (Te Tari Taake), 2002b; Inland Revenue (Te Tari Taake), 2001: 17).

Yeni Zelanda Gelir İdaresi misyonunu gerçekleştirmek için şu taahhütlerde bulunmaktadır (Inland Revenue (Te Tari Taake), 2002a):

1) Mükellef ihtiyaçlarını tanımak ve kabul etmek,

2) Yüksek ahlaki davranış göstermek,

3) Pozitif çalışma ortamı sağlamak,

4) Mükelleflerin gönüllü uyumunu özendirmek,

5) İşbirliğinin önemini kavramak ve

6) Adil bir yargılama uygulamak.

 2. Yeni Zelanda Gelir İdaresinin Geliştirilmesine Yönelik Stratejik İşletme Planının Açıklanması

Yeni Zelanda Gelir İdaresinin modernizasyonuna yönelik değişikliklere gideceği Gelir İdaresinin Stratejik İşletme Planı'nda açıklamıştır. Bu plan, gelir idaresinin geliştirilmesiyle ilgili anahtar önerileri kapsamaktadır. Söz konusu öneriler, binlerce mükellef için vergi sisteminin basitleştirilmesine yönelik vizyon değişikliği çalışmalarının bir parçası olup, şunları kapsamaktadır (Inland Revenue (Te Tari Taake), 1999: 6):

- Vergi sisteminin basitleştirilmesi ve bu çerçevede ücret gelirlerinin beyan etme zorunluluğunun kaldırılması,
- Gelir idaresi tarafından mükelleflere sağlanan bilginin kalitesinin artırılması,
- Beş yeni iletişim merkezi kurularak, mükellefler sorunlarının gelir idaresi personeli ile telefonla veya yüz yüze görüşmeler yoluyla çözümlenmesi,
- Mükellef yapısının değişimine paralel olarak gelir idaresi organizasyon yapısın güncelleştirilmesi,
- Operasyonel ve teknik değişiklikler yapılarak, gelir idaresi personeli tarafından mükelleflere sunulan hizmetlerin geliştirilmesi.

3. Yeni Zelanda Gelir İdaresinin Vergi Politikaları Çalışma Programının Açıklanması

Vergi Politikaları Çalışma Programı önceki reformlarla oluşturulan yapının yeniden düzenlenmesine yönelik öneriler paketi sunmaktadır. Bu öneriler; vergi kanunlarındaki tutarlılığı artırmayı, vergi sisteminin basitleştirilmesini ve vergiye uyum maliyetlerinin azaltılmasının içermektedir (Te Tari Taake), 1999: 8-9):

Çalışma Programı kapsamında yürütülen diğer faaliyetler şunlardır (Te Tari Taake), 1999: 9-12):

1) İnsan kaynaklarının geliştirilmesi,

2) Yeni finansal yönetim sistemi ve bilgi teknolojisi kullanılması,

3) Teknik kalitenin geliştirilmesi,

4) Takım liderlerinin geliştirilmesi,

5) Alt sözleşmeler yapılması ve

6) Yeni desteklerin geliştirilmesi.

E. FRANSA'DA VERGİ İDARESİNİN MODERNİZASYONUİLE İLGİLİ GELİŞMELER

1. Vergi İdaresinin Misyonunun Açıklanması ve Reform Kapsamının Belirlenmesi

Fransa'da vergi idaresinin misyonu şu şekilde belirlenmiştir: "Ekonomiyi Fransız halkına sürekli gelişmeyi garanti edecek şekilde yönetmek, Fransız şirketlerinin gelişme potansiyellerini desteklemek ve ekonomik güvenliği sağlamak". Bu misyonun yerine getirilebilmesi için Maliye Bakanlığı'nın yönetiminde, birimlerinde ve hizmetlerinde önemli reform - modernizasyon çalışmalarının yapılması gerekli görülmüştür. Bu çalışmalar beş temel unsura dayandırılmıştır: basitleştirme, şeffaflık, yeni teknolojilerin kullanımı, diyalog ve deneyim. Söz konusu unsurların iki temel amacı vardır (MINEFİ, 2000: 1; MINEFİ, 2002): 1) basitleştirme, şeffaflık ve yeni teknolojilerin kullanımı sayesinde sosyal adaleti ve ekonomik gelişmeyi ilgilendiren kamu hizmetlerinin kalitesinde bir iyileşme sağlamak ve 2) diyalog ve deneyim sayesinde yapılan bu reformun tartışılmasını sağlamak.

Yapılacak reformun hemen uygulamaya konulabilecek somut adımları arasında; gerçek kişilerin vergilendirme işlemlerini kolaylaştırmak için vergi dairelerinde "mükellef temsilcisi" birimi ve "mükellefin tek vergi hesabı" sisteminin kurulması, şirketlerin vergilendirme işlemlerini kolaylaştırmak için "büyük işletmeler yönetim birimi"nin oluşturulması, uyuşmazlıkların hızla çözümlenebilmesi için "danışma ve itiraz merkezi"nin kurulması, mükelleflere yardım sağlamak amacıyla "eğitim ve araştırma merkezi"nin açılması, kamu idarelerinin daha şeffaf ve etkin çalışması için "kamu hizmetleri evi"nin kurulması v.b. yer almaktadır (MINEFİ, 2000: 13-14).

B. Reform-Modernizasyon Çalışmalarının Temel Dayanakları

Vergi İdaresi'nde reform-modernizasyon sürecinde izlenecek politikaların temel dayanakları oluşturan unsurlar şunlardır: basitleştirme, şeffaflık, yeni teknolojilerin kullanımı, diyalog ve deneyim(MINEFİ, 2000: 19-23).

Basitleştirme önlemlerinin en önemlisini, mükelleflerin vergi dairesinde tek muhatabı olacak ve "mükellef temsilcisi" (interlocuteur fiscal unique) olarak adlandırılan birimlerin kurulması oluşturmaktadır. Böylece özellikle küçük işletmeler birçok vergi dairesi birimi ile muhatap olmaktan kurtulurken, vergi idaresinin iç haberleşmesini etkinleştirerek işlemlerin yalın hale gelmesi sağlanacaktır.

Kamunun eylemlerine güvenirliğin, ancak açık ve adil kurallar konulması, hile ve sahtekarlık ile mücadele edilmesi ve kamu yönetiminin yeniden yapılanması sayesinde temin edilebileceğinden, kamu hesaplarında şeffaflığın sağlanması büyük önem taşımaktadır. Kamu yönetiminin yeniden yapılanması ve şeffaflaşması merkezi ve yerel idarelere finansman akışını daha iyi yönetmelerini, kamu harcamalarının daha iyi denetlenmesini, kamuoyuna daha iyi bilgi ve tavsiyeler sunulmasını sağlayacaktır.

Vergi idaresinde reform-modernizasyon çalışmalarının önemli bir unsuru da yeni teknolojilerin kullanımıdır. İnternetin çalışma aracı olarak kullanılması, çalışma düzeni ve yapısının teknolojik gelişmelere adaptasyonu, vergi idaresinin yeni enformasyon çağına ayak uydurabilmesi için gereklidir. Vergi idaresinin yeni teknolojileri kullanması, onun daha dinamik ve etkin çalışmasını sağlayacaktır.

Diyalog unsuru, vergi idaresi ve mükellefler gibi ilgili tarafların birbirinin yetki ve sorumluluklarına saygı ve uyum göstermelerini gerektirmektedir. Diyalog, sürdürülen çalışmaları dışarıdan bir bakış açısıyla analiz etme imkanı veya öneriler getirerek bu çalışmaların daha yararlı bir şekilde yönlendirilmesini sağlayacaktır.

Deneyim, oyunun kuralları açıkça tanımlandıktan sonra oldukça verimli bir yöntemdir. Ancak, deneyimin açık, mümkün ve şeffaf bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Deneyimin vergi idaresinde işlerin yeniden organize edilmesi ve çalışma sürelerinin kısaltılmasında da kullanılması düşünülmektedir. Bu unsur, vergi idaresinde çalışan personelinin iş deneyimlerinin, analizlerinin ve önerilerinin dikkate alınmasını sağlamaktadır.

III. TÜRKİYE'DE VERGİ İDARESİNİN MODERNİZASYONUNA YÖNELİK ÇALIŞMALAR

Türkiye'de vergi idaresinin yapısını inceleyen ve modernizasyon gereğini vurgulayan raporların hazırlanmasına 1950 vergi reformundan sonra ülkemize gelip, zamanın Maliye Bakanı Hasan Polatkan'a sunulan W. Martin ve F. Cush Raporları ile başlanmıştır. Daha sonra, 1963 yılında ABD Dallas Bölgesi Vergi Müdürü Frank White tarafından "Türkiye'de Vergi İdaresi Konusunda White Heyetinin Raporu" adında bir rapor hazırlanmıştır. Ardından Hesap Uzmanları Kurulu'nun kuruluşunda büyük emekleri olan Ali Alaybek başkanlığında kurulan vergi reformu komisyonu 1964 yılında Gelirler Genel Müdürlüğü'nün yeniden yapılanması konusunda ilk kanun tasarısı hazırlanmıştır. Diğer taraftan Beş Yıllık Kalkınma Planlarının hemen hemen tamamında vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ve modernizasyonu konusunda tavsiye niteliğinde kararlar alınmıştır.

1992 yılında Prof. Dr. Halil Nadaroğlu başkanlığında hazırlanan Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu'nda vergi idaresinin sorunları tespit edilmiş ve bunların çözümlenmesine yönelik öneriler sunulmuştur. 1995 yılında Alman GTZ örgütü ile ZOPP teknik işbirliği, proje ve programların hedefe yönelik planlanması çalışmaları kapsamında vergi idaresi ve denetimine yönelik çalışmalar da yapılmıştır. Bütün bu yazılan raporlara ve yapılan çalışmalara rağmen, vergi idaresinin geliştirilmesi ve modernizasyonuna yönelik somut bir uygulama yapılmamıştır (Karyağdı, 2001: 53).

Son yıllarda kamu mali yönetimi ile ilgili kurumların etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması amacıyla başlatılan ve dış finansmanı Dünya Bankası'ndan sağlanan "Kamu Mali Yönetim Projesi"nin Gelir İdaresi bölümünün amacı, vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ve modernizasyonudur. Proje çerçevesinde, merkez ve taşra teşkilatının reorganizasyonu, istihbarat sisteminin geliştirilmesi, otomasyonun modernizasyonu, tahsilat işlemlerinde bankacılık sisteminin rolünün artırılması, vergi politikası analiz fonksiyonunun güçlendirilmesi çalışmalarına 1997 yılında başlanmıştır (Maliye Bakanlığı, 2000: 48). Bu çerçevede, Türkiye'de vergi idaresinin modernizasyonuna yönelik çalışmalar; vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ile ilgili düzenlemeler, vergi idaresinin otomasyonu ile ilgili projeler, vergi kimlik numarası uygulaması ve vergi idaresinde toplam kalite yönetimi başlıkları altında incelenebilir.

A. VERGİ İDARESİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

Kamu Mali Yönetim Projesi çerçevesinde, vergi idaresinde reorganizasyon, otomasyon, istihbarat ve tahsilat konularındaki çalışmalarla ilgili ABD Gelir İdaresi (IRS)'den danışmanlık ve eğitim desteğine yönelik işbirliği sağlanmıştır. Ayrıca, vergi politikası analiz modellerinde kullanılmak üzere, bir taraftan ABD Hazine Bakanlığı'ndan danışmanlık hizmeti sağlanmış ve ABD deneyimlerini içeren rapor hazırlatılmış, diğer taraftan ise veri tabanının oluşturulmasına yönelik olarak DİE, Gümrük Müsteşarlığı, Muhasebat Genel Müdürlüğü ve Vergi İstihbarat Merkezi'nden son yıllara ilişkin veriler temin edilmiş ve analiz biriminde görev yapacak personele analiz modellerinin geliştirilmesinde kullanılacak bilgisayar yazılımı konusunda eğitim verilmiştir (Maliye Bakanlığı, 2002: 85).

Diğer taraftan, vergi denetiminde çağdaş tekniklerden yararlanılması, denetimin dış etkilerden kurtarılarak bağımsız ve etkin bir yapıya kavuşturulması amacıyla 516 sayılı KHK'ye göre 12 bölgede kurulması öngörülen Gelirler Bölge Müdürlükleri 01.06.1998 tarihinden itibaren 6 bölgede faaliyete geçirilmiş olup, yıllık denetim planlarının ilk defa bölge düzeyinde uygulanması çalışmalarına başlanmıştır. Gelirler Bölge Müdürlüklerinin Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Edirne, Erzurum, İstanbul Avrupa Yakası, İstanbul Asya Yakası, İzmir, Kocaeli, Malatya ve Samsun olmak üzere 12 ilde kurulması öngörülmüş olup, Adana, Ankara, Antalya, Erzurum, İzmir ve Samsun'da faaliyete geçmiş bulunmaktadır (Maliye Bakanlığı, 2000: 29-30). 27.12.1994 tarih ve 22154 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Maliye Bakanlığı Gelirler Bölge Müdürlüğü Kuruluş ve Görev Yönetmeliği"nin 1. maddesine göre Gelirler Bölge Müdürlüklerinin görevleri şunlardır:

- Gelirler Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatında bilgi işlem hizmetlerini sunmak,
- Mükelleflerin vergi ile ilgili hesap ve işlemleri, harcama ve tasarrufları, servet ve sermayeleri hakkında istihbarat toplamak,
- Vergi denetmenleri vasıtasıyla vergi incelemesi ve denetimlerini yürütmek.

Ayrıca, 24.12.1994 tarih ve 22151 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Vergi Daireleri Kuruluş ve Görev Yönetmeliği"nin 9. maddesine dayanılarak, vergi dairesi müdürlüğü şeklinde kurulmuş bir ya da birden fazla vergi dairesi bazı amaçlara yönelik olarak Vergi Dairesi Başkanlığı şekline dönüştürülmüştür. Bu amaçlar; vergi dairelerini kendi kendine yeten bir yapıya kavuşturmak, etkinliği artırmak, kaynakların etkin kullanımını sağlamak, iş akışında sürat ve güvenliği sağlamak ve mükelleflere yönelik hizmetleri daha etkin hale getirmektir (Bayraklı, 1997: 48). Yine, vergi idaresinde işlem bazında ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla "Vergi Daireleri İşlem Yönergesi"nin hazırlanması sırasında; vergi dairesi ile mükellef arasındaki ilişkilerde zaman kaybının önlenmesine, hataların en aza indirilmesine, vergi dairelerinde kullanılan basılı form ve işlem sayısının azaltılmasına ve servisler arasındaki iş akısının hızlandırılmasına özen gösterilmiştir. Hazırlanan İşlem Yönergesi VEDOP'a dahil vergi dairelerinde uygulanmakta olup, personele gerekli eğitim verilmiştir (Maliye Bakanlığı, 2000: 59). Buna göre, vergi dairelerinde "masa sistemi"ne geçilmiş ve vergilendirme işlemleri; beyanname kabul masası, değerlendirme masası, diğer tarh işlemleri masası, hesap ve takip masası ve diğer işlemler masası oluşturularak vergi dairesinde uzmanlaşmaya gidilmesi amaçlanmıştır.

B. VERGİ İDARESİNİN OTOMASYONU İLE İLGİLİ PROJELER

Vergi dairesi işlemlerinin tümünün bilgisayarla yapılarak, iş yükünün azaltılması, vergi dairesi çalışmalarında etkinlik ve verimliliğin artırılması, mükellef işlemlerinin kolaylaştırılması, denetim ve takip fonksiyonlarının güçlendirilmesi, vergi idaresi yöneticileri için sağlıklı bir karar destek ve yönetim bilgi sisteminin oluşturulması amacıyla Vergi Dairesi Tam Otomasyon Projesi (VEDOP) uygulamaya başlanmıştır. VEDOP projesinin birinci aşamasında 22 ildeki 153 vergi dairesinin tam otomasyona geçiş işlemleri 2000 yılında tamamlanmıştır. Bu çerçevede, projenin merkez ve bölge alt yapısı hazırlanarak, merkezi veri tabanı oluşturulmuştur. Vergi dairelerinden transfer edilen bilgilerden yararlanarak Yönetim Bilgi, Karar Destek ve Denetim Destek sistemleri oluşturulmuş ve kullanıma açılmıştır. Bu kapsamda, günlük ve dönemsel tahakkuk-tahsilat raporları, banka tahsilat raporları, tahakkuk ve tahsilat özetleri, gecikme zammı hesaplanması, mükellef sicil ve hesap bilgilerinin izlenmesi gibi çeşitli sorgulamalar yapılabilmektedir (Maliye Bakanlığı, 2000: 27). Vergi idaresinde otomasyonun yaygınlaştırılmasına yönelik olarak 2000 yılında VEDOP projesinin ikinci aşamasına geçilmiştir. Buna göre, halen otomasyona geçmemiş bulunan 125 vergi dairesi, bölge müdürlükleri, vergi istihbarat merkezi, takdir komisyonu başkanlıkları ve vergi denetmenleri büro başkanlıkları dahil olmak üzere 579 vergi idaresi birimi otomasyon kapsamına alınacaktır (Maliye Bakanlığı, 2000: 65-67).

Motorlu Taşıtlar Vergisi ile ilgili işlemlerin bilgisayar aracılıyla yürütülmesi amacıyla başlatılan Nakil Vasıtaları Vergi Dairelerinin Otomasyonu Projesi (MOTOP) uygulanan vergi dairesi sayısı 17'dir. MOTOP Projesi vergi dairesi işlemlerinin tamamını kapsadığından, mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla, tescil bürolarına ve trafik muayene istasyonlarına vergi dairesindeki bilgisayar sistemine bağlı terminaller kurulmuştur. Dolayısıyla, mükelleflerin sicil ve borç sorgulamaları ile tahakkuk ve tahsilat işlemleri bu birimlerden de otomatik olarak yapılmaktadır (Maliye Bakanlığı, 2000: 68-69).
Vergi dairelerinin iş yükünün azaltılması ve mükelleflere vergi ödemede kolaylık sağlanması amacıyla, vergi borcunun bankalar aracılığıyla ödenmesi konusunda önemli adımlar atılmıştır. 6183 sayılı AATUHK'nın 41. maddesi ile Maliye Bakanlığı'na verilen yetki kullanılmak suretiyle 2002 yılı itibariyle 20 bankaya vergi tahsil etme yetkisi verilmiş olup, banka tahsilatının toplam tahsilat içerisindeki payı %55 civarıdır (Bkz. Gelirler Genel Müdürlüğü, 2002). Vergi tahsilat işlemlerinde bankalarca yapılan tahsilatın artması nedeniyle, bankalar aracılıyla yapılan tahsilatların mükellef hesaplarına manyetik ortamda aktarılmasını hedefleyen EBTİS Projesinin hazırlık çalışmaları tamamlanarak VEDOP uygulaması yapılan 153 vergi dairesinde uygulamaya konulmuştur.

Vergi denetim politikalarının oluşturulması, planlanması ve sonuçlarının izlenmesine yönelik olarak vergi yönetimine karar desteğinin verilmesi, vergi incelemelerinde etkinlik ve verimliliğin artırılması için denetim birimlerine ihtiyaç duydukları bilgilerin hızlı ve güvenilir bir şekilde sağlanması amacıyla Vergi İstihbarat Merkezi'nde Denetim Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Bu sistem sayesinde mükelleflerin vergilemeye yönelik iş ve işlemlerini kavramaya yönelik olarak, mükelleflerden, kamu kurum ve kuruluşlarından, mükellefle ilişkide bulunan kişilerden ve iç kaynaklardan sağlanan bilgilerin değerlendirilmesine ve alınan sonuçların vergi denetimlerinde kullanılmasına başlanmıştır. Denetim Bilgi Sistemi'nin geliştirilmesi ve tüm denetim elemanlarının bu sisteme on-line erişimlerinin sağlanması amacıyla, sistem, donanım, yazılım ve eğitim çalışmalarına devam edilmektedir (Maliye Bakanlığı, 2000: 74).

Mükelleflerle daha iyi iletişim kurmak, Gelirler Genel Müdürlüğü'nce yapılan çalışmaları mükelleflere, araştırmacılara ve diğer ilgililere daha iyi anlatmak, çalışma sonuçlarını ve mevzuat değişikliklerini daha seri bir şekilde duyurmak amacıyla Gelirler Genel Müdürlüğü web sitesi "www.gelirler.gov.tr" adresinde kullanıma açılmıştır. Bu web sitesinde vergi idaresinin tanıtımı ve faaliyetleri, vergi istatistikleri, basın bülteni, sıkça sorulan sorular v.b. konularda bilgi elde etmek mümkündür. Ayrıca, bu sitede sanal olarak kurulan internet vergi dairesi aracılıyla mükellefler mevcut vergi durumlarıyla ilgili bilgi sorgulayabilmekte, ödedikleri vergileri ve borçlarını görebilmektedir (Maliye Bakanlığı, 2000: 77-78).

C. VERGİ KİMLİK NUMARASI UYGULAMASI

Çağdaş ülkelerde vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ve modernizasyonuna yönelik gelişmeler doğrultusunda, Türk vergi idaresinde modernizasyon ve otomasyon çalışmalarında bir aşama olarak kabul edilen Vergi Kimlik Numarası ile ilgili ilk yasal düzenlemeler 4008 ve 4108 Sayılı Kanunlarla Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesine yeni bir fıkra eklenmek suretiyle yapılmış ve uygulanmasına da 3 Temmuz 1995 tarihinde geçilmiştir. İlk aşamada, mevcut vergi mükelleflerine vergi kimlik numarası verilmesi şeklinde başlatılan uygulama, 06.02.1998 tarih ve 23250 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No: 262 ile sermaye şirketlerinin ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyeleri, motorlu taşıt alanlar ve satanlar, gayrimenkul alan ve satanlar, lehine ipotek tesis edilenler ile bina inşa ettiren gerçek ve tüzel kişileri kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Daha sonra, 02.04.1998 tarih ve 23307 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 4358 sayılı Vergi Kimlik Numarası Kullanımının Yaygınlaştırılması Hakkında Kanun ve 19.06.2001 tarih ve 24437 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2 Seri No'lu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliği ile uygulama kapsamına noterlik, tapu, icra daireleri ve bankacılık işlemleri ile diğer mali işlemler de dahil edilmiştir.

Vergi kimlik numarası uygulaması ile şu amaçlara ulaşılması hedeflenmiştir (Yıldırım, 1995: 87):

- Mükelleflerin ve faaliyetlerin kolayca izlenmesi,
- Mükelleflerin ve vergi dairelerinin iş yükünün azaltılması,
- Mükelleflerin ve potansiyel mükelleflerin gerçek gelirlerini kavramaya yönelik bilgi toplama, değerlendirme ve kullanımının kolaylaşması,
- Mükelleflerin vergi kanunlarında mevcut, yeni işe başlayanlar için öngörülmüş kolaylıkları kötüye kullanma (hayat standardının yarısının uygulanması, geçici verginin ilk yıl ödenmemesi gibi) ve hadlerden kurtulma çabalarının (muafiyet, götürülük, defter tutma hadleri gibi) önlenmesi,
- Aynı veya farklı gelir unsurları için değişik vergi dairelerinde mükellefiyet tesis ettirmiş olanların, tespit edilerek, gelir vergisinin artan oranlı tarife etkisinden kaçınmalarının önlenmesi.

Vergi kimlik numarası uygulamasının nihai amacı; vergiyi doğuran olayların ve mükelleflerin zamanında tespit edilmesi suretiyle vergi ziyaının önlenmesi olduğuna göre, gelecekte bu numaranın uygulama alanının sürekli genişletilerek, tüm vatandaşların ekonomik faaliyetlerinin ve hatta devletle olan tüm ilişkilerinin kontrol altına alınması hedeflenmektedir. Başka bir ifadeyle, vergi kimlik numarası uygulamasının yaygınlaştırılması stratejisinde nihai hedef olarak bunun MERNİS projesiyle entegre edilerek tüm vatandaşları kapsaması düşünülmektedir (Gerçek, 2001: 318-319).
Vergi kimlik numarası uygulamasının başlatıldığı 1995 yılından itibaren, bu uygulamanın kapsamının genişletilmesine yönelik düzenlemelere paralel olarak, vergi kimlik numarası verilen potansiyel vergi mükellefi sayısı sürekli artmıştır. Bu artış özellikle 2001 yılından itibaren bankacılık ve diğer mali işlemlerde de vergi kimlik numarası kullanımı ile ivme kazanmış ve 31 Mayıs 2003 tarihi itibariyle 30 979 148 kişiye ulaşmıştır ( Bkz Gelirler Genel Müdürlüğü, 2003).

V. VERGİ İDARESİNDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

Maliye Bakanlığı merkez ve taşra birimlerinde; hizmetlerin hızlı, güvenilir, doğru, etkili ve güler yüzle sunulması; Bakanlığın tüm birimlerinin gerek çalışanlarının gerekse hizmet sunduğu kişi ve kuruluşların beklenti ve önerilerini dikkate alan, "sürekli iyileşmeyi" amaç edinen birer kamu birimi olarak hizmet sunması için 2001 yılından itibaren yedi pilot ilde belirlenen vergi dairelerinde "Toplam Kalite Yönetimi" anlayışına geçilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Vergi idaresinde toplam kalite yönetimi çalışmaları ile ilgili pilot iller Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Tekirdağ ve Kocaeli olarak belirlenmiştir.

Toplam Kalite Yönetimi, her kuruluşta her düzeyde performansın iyileştirilmesine yönelik, tamamıyla entegre olmuş çabalarla, yöneticiden işçiye kadar herkesi kapsayan düzenli iyileştirme faaliyetleridir (Karyağdı, 2001: 56). Bu yönetim anlayışı, yönetim ve çalışanların müşteri memnuniyetini sağlamak için amaç ve güç birliği içine girerek, işlemlerin, süreçlerin ve sunulan hizmetin iyileştirilmesini esas almaktadır. Toplam Kalite Yönetimi anlayışı, mükellef ve çalışanları müşteri olarak gören, tüm müşterilerin beklentilerini tespit eden ve çalışanları sorun üreten değil, sorunları çözen bir yapıya kavuşturmayı amaçlayan bir yönetim felsefesidir (İstanbul Defterdarlığı, 2002: 2-3). Modern bir yönetim tarzı olan Toplam Kalite Yönetimi felsefesi şu temel esaslara dayanmaktadır: üst yönetimin liderliği, müşteri odaklılık, tam katılım ve takım çalışması, çalışanların eğitimi, hata önleme ve sürekli iyileştirme (DPT, 2000: 65-67).

Toplam Kalite Yönetimi anlayışı ile ilgili çalışmalar, belirlenmiş olan yedi pilot ilden üst düzey yönetici ve denetim elemanlarına eğitim verilmesiyle başlatılmış olup, daha sonra bu eğitimler söz konusu illerdeki pilot vergi dairelerinin personelini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Eğitimlerin tamamlanmasından sonra, pilot vergi dairelerinin toplam kalite yönetimi çerçevesinde misyon ve vizyonu belirlenmiş, kalite yönetim kurulları ve kalite çemberleri oluşturulmaya başlanmıştır.
Kalite Çemberleri yaptıkları işin, sağladıkları ürün veya hizmetlerin kalitesini sürekli kontrol edip hizmetin kaliteli sunumunu olumsuz etkileyen kritik süreçleri belirleyen ve onların iyileştirilmesi için sürekli çaba sarf eden öncü ve gönüllü çalışanların oluşturduğu, küçük (8-10 kişilik) çalışma guruplarıdır. Kalite Çemberlerinin amacı; kurumda daha etkin bir takım bilinci yaratmak, kurumun gelişimine katkıda bulunmak, çalışanlar arasındaki iletişimi arttırmak, işyerini daha keyifli, canlı ve tatmin edici hale getirmek, kişisel gelişimi ve özgüveni arttırmak, çalışanların yaratıcılığını geliştirmek, müşteri memnuniyetini arttırmak ve şikayet eden değil, sorunlara çözüm yolları bulma açısından yaklaşan bir kurum kültürü oluşturmaktır (İstanbul Defterdarlığı, 2002: 3).

Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları çerçevesinde, pilot vergi daireleri tarafından belirlenen misyon ve vizyonuna uygun bir kurumsal kültür oluşması amacıyla, mükellef odaklı çalışmanın yerleştirilmesi için tüm servislerin takım ruhu içinde çalışmasına büyük önem verilmektedir. Bu çerçevede, mükelleflerin vergi dairesi ziyaretlerinde gereken saygı ve ilginin gösterilmesi, sıcak ve sevecen davranılması gereği kabul edilmiş ve uygulamaya başlanmıştır. Ayrıca mükelleflerle bire bir görüşülerek eleştiri ve önerilerini almak üzere, vergi dairelerinin yetki alanında bulunan mükelleflere yönelik "alan ziyaretleri"ne başlanmıştır (Bursa Defterdarlığı, 2002: 5-6).

IV. GENEL DEÄžERLENDİRME VE SONUÇ

Gelişmiş ülkelerde vergi idaresi en iyi örgütlenmiş idarelerin başında yer alırken, gelişmekte olan ülkelerde vergi idarelerinin gelişmesine fazla önem verilmemiştir. Yukarıda da incelendiği üzere, gelişmiş ülkeler vergi idarelerinin modernizasyonuna yönelik çalışmaları sürekli olarak yürütmekte ve çeşitli projeler geliştirmektedirler. Bu gelişmelere paralel olarak, son yıllarda ülkemizde de vergi idaresinin modernizasyonu ve otomasyonuna yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Vergi idaresinin görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesinin en önemli koşulu, mükemmel bir organizasyona sahip olması veya kendi içinde bütünlüğü olan bir idari yapının oluşturulmasıdır (TOBB, 1992: 234-235). Türk vergi idaresinin bugünkü örgütlenme yapısı, yasalarla yüklenen çok önemli ve dev boyutlu görevleri yürütecek ve çağdaş ihtiyaçlar doğrultusunda üstleneceği yeni görevleri gerektiği gibi yerine getirecek durumda değildir (Kırbaş, 1998: 298). Vergi idaresinin merkez ve taşra teşkilatı, ihtiyaçlara cevap verecek fonksiyonel bir örgütlenme yapısına sahip değildir.

Vergi idaresi merkez ve taşra teşkilatı hiyerarşik bir bütünlük içinde örgütlenmemesinin yanı sıra, birimlerin yetki ve sorumlulukları net olarak belirlenmemiştir. Her şeyden önce, vergi idaresinin belirlenmiş bir vizyonu, misyonu ve stratejisi yoktur. Vergi idaresinde stratejik bakış açısının olmaması, vergi idaresinin modernizasyonu ve yeniden yapılandırılmasında izlenecek tutarlı ve sürekli bir yönlendirme eksikliğine yol açmaktadır. Türk vergi idaresi, içe dönük yapısı ile ekonomik ve sosyal değişimleri yakından takip etmekten uzak olup, dış dünya ile yeterli iletişimi kuramamaktadır (Uysal-Dalbayrak-Yurdanur, 2002: 11-12).

Vergi idaresinin örgütlenmesi vergi türlerine göre oluşturulduğundan, çağdaş eğilimlerin gerektirdiği mükellef odaklı yapılanma ve merkez ile taşra teşkilatı arasında süreçlerin bütünlüğü sağlanamamıştır. Vergi dairelerinde uzmanlaşma ve işbölümüne dayalı daha çağdaş çalışma koşullarının oluşturulması amacıyla, VEDOP uygulamasıyla birlikte "masa sistemi"ne geçilmesi vergileme hizmetinin kalitesini ve etkinliğini artıracağı beklenirken, vergi dairesinde mükelleflerin işlemlerini daha da karmaşık hale getirmiştir. Vergi dairesine giden bir mükellef bir kişi ile muhatap olarak işlemlerini tamamlamak yerine masa masa dolaşmak zorunda kaldığından, bir taraftan vergi dairesi mükellefi tanıyıp özel durumuna göre işlem yapamamakta, diğer taraftan da mükellef vergi dairesinde muhatap bulamadığını düşünerek, vergi dairesine olan güveni zedelenmektedir.

Diğer taraftan, vergi idarelerinde hizmet standartları geliştirilmemiştir. Aynı hizmet farklı ve hatta vergi dairesi içinde farklı standartlarla yürütülmekte ve bunun sonucunda, bir taraftan benzer hizmetler farklı süre ve maliyetle sonuçlanmakta, diğer taraftan da mükelleflerin vergi idaresine olan güveni zedelenmektedir. Vergi idaresinin birimleri arasında koordinasyon ve planlı çalışma bulunmamaktadır. Ayrıca, organizasyon ve metod disiplininin önemi, birçok yönetici tarafından henüz anlaşılamamıştır. Bazı yöneticiler bu disiplini fantezi uğraşlar olarak görmektedir. Bazıları ise, bu gibi düzenlemeler yapılması halinde kendi yönetim bozukluklarının ortaya çıkacağından çekindikleri için, bu tür çalışmaları küçümser görmektedirler. Bu arada konunun önemini kavrayan yöneticiler bulunmakla birlikte sayıları oldukça azdır (Mehter, 1975: 26).

Vergi idaresinde performans yönetimi anlayışının ve değerlendirme sisteminin Türk vergi idaresinde de oluşturulmasına yönelik olarak, vergi idaresinde Toplam Kalite Yönetimine ilişkin çalışmalar 2001 yılından itibaren yedi pilot ilde başlatılmıştır. Ancak, söz konusu çalışmalar büyük ölçüde eğitim ve yapılanma aşamalarında olup, daha performans ölçümü ve değerlendirilmesi aşamalarına geçilmemiştir. Mevcut idari yapılanma ve yönetim anlayışı çerçevesinde sahip olunan yetersiz donanım ve imkanlar ile, vergi idaresinde sağlıklı bir performans yönetimi ve ölçümünün gerçekleştirilmesi pek mümkün görülmemektedir. Ayrıca, performans yönetimi ve ölçümüne bağlı hesap verme sorumluluğu çerçevesinde vergi idaresinin faaliyetleri hakkında kamuoyuna yeterli ve düzenli bilgi sunma geleneği henüz ülkemiz vergi idaresinde yerleşmiş değildir. Çağdaş vergi idarelerinde yürütülen her türlü faaliyet ve projeler hakkında ayrıntılı bilgiye kolaylıkla ulaşmak mümkün iken, Türk vergi idaresi tarafından yürütülen faaliyet sonuçları ve projeler hakkında genel bilgi dahi elde etmek neredeyse imkansızdır.

Vergi idaresi hizmetlerinin etkinliğini artırmak için, yeni teknolojinin imkanlarının doğru bir şekilde kullanılması önemli bir destek unsuru olduğundan, vergi idareleri genellikle yeni teknolojik altyapının geliştirilmesine büyük önem vermişlerdir. Son yıllarda Türk vergi idaresinde de yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik projeler geliştirilmesinde rağmen, istenilen anlamda tam bir otomasyona geçememiştir. Teknolojik gelişmelerin getirdiği yenilikler vergi dairelerinde uygulama alanı bulamamış ve verginin tahakkuk, tahsilat, takibat aşamalarını içeren kapsamlı bir bilgi işlem projesi hayata geçirilememiştir (Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri Derneği, 2000: 6)
Vergi dairelerinin tam otomasyonuna yönelik olarak yürütülmekte olan VEDOP ve MOTOP daha toplam vergi dairelerinin %17'sini kapsamakta olup (Maliye Bakanlığı, 2000: 32), buralardaki otomasyon sadece bazı fonksiyonları kapsamaktadır. Diğer taraftan, vergi idaresinin modernizasyonu ve otomasyonu çalışmalarında bir aşama olarak kabul edilen Vergi Kimlik Numarası uygulamasının yedi yıllık geçmişine bakıldığında, ancak 27,5 milyon civarında kişiye verilebilmiştir. Vergi Kimlik Numarası uygulamasının nihai hedefi MERNİS Projesiyle entegre edilmesi ve MERNİS Projesi de 2001 yılında tamamlanmış iken, halâ Vergi Kimlik Numarası uygulamasının devam ettirilmesi, zaman ve kaynak kaybına sebebiyet vermekten başka bir anlam taşımamaktadır (Gerçek, 2001: 321).

Vergilerin bankalar kanalıyla tahsilinin yaygınlaştırılması yönündeki olumlu adım, bankalarla vergi daireleri arasında mükellef bazında, vergi türü ve taksitleri itibariyle günlük olarak sağlanması gereken mutabakatın, günler hatta haftalar geçtiği halde sağlanamamasının yarattığı olumsuz hava ile gölgelenmektedir. Bu durum, bir yandan vergilerini banka kanalıyla yatırması arzulanan mükelleflerin anılan ödeme sistemine yeterince güven duymalarını, diğer yandan da vergi borcunu vadesinde ödemeyen mükelleflerin üzerine vergi dairesince zamanında gidilmesini engellemekte ve dolayısıyla İdarenin etkinliğini azalttığı gibi vergilerinin tam ve zamanında ödeyenlerin güven ve adalet duygularını zedelemektedir (DPT, 2000: 29).

Vergi idaresinin modernizasyonu ile ilgili çağdaş eğilimler incelendiğinde, çalışmaların; vergi sisteminin basit ve anlaşılabilir kılınması, vergi idaresinin güçlü ve uzmanlaşmaya dayalı bir örgüt yapısına kavuşturulması, mükelleflere kaliteli hizmet sunulabilmesi için performans yönetimi anlayışının yerleştirilmesi ve mükelleflerin haklarını koruyacak birimlerin oluşturulması, vergi idaresi - mükellef işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla mükellef hakları ile vergi idaresinin sorumluluklarının açıkça belirlenmesi, vergi idaresi hizmetlerinin etkinliğini artırmak için ileri teknolojilerin yaygın kullanılması gibi alanlarda yoğunlaştırıldığı görülmektedir. Bu çağdaş eğilimler çerçevesinde, ülkemiz koşulları da dikkate alınarak, Türkiye'de vergi idaresinin yeniden yapılandırılması ve modernizasyonuna ilişkin öneriler şu başlıklar altında toplanabilir:

- Güçlü ve idari özerkliğe sahip bir gelir idaresi oluşturulmalıdır,
- Gelir idaresinin merkez ve taşra teşkilatı hiyerarşik bir bütünlük içinde mükellef odaklı bir örgütlenme yapısına kavuşturulmalıdır,
- Gelir idaresinde performans yönetimi anlayışı yerleştirilmeli ve performans ölçümüne geçilmelidir,
- Gelir idaresi-mükellef ilişkisinin geliştirilmesi açısından mükellef hakları açıklanmalı ve mükellefin haklarını koruyacak birim oluşturulmalıdır,
- Vergi uygulamalarında çağdaş teknolojilerin olanaklarından etkin bir şekilde yararlanılmalıdır,
- Vergi sistemini basit ve anlaşılabilir kılmak amacıyla vergi kanunları ile mevzuatın yeniden yazımına gidilmelidir.

Çağdaş ülkelerde vergi idaresinin modernizasyonuna yönelik çalışmalar incelendiğinde, bunların belirli alan ve konularda yoğunlaştığı görülmektedir. Dolayısıyla, ülkemiz koşulları dikkate alınarak vergi idaresinin modernizasyonu ile ilgili yapılması gereken çalışmalar da bunlardan çok farklı olmayacaktır. Bu nedenle, yeniden yapılandırma ve modernizasyonun nasıl olması gerektiği konusunda ortaya atılan görüşlerin; başta Maliye Bürokrasisi ve Üniversiteler olmak üzere, özel sektör kuruluşları ve konuyla ilgisi olan diğer sivil toplum örgütleri tarafından tartışılması ve bunun sonucunda ideal bir yapılanma modelinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Vergi idaresinin modernizasyonu konusunun yanı sıra, vergi sisteminden genel bir başarının elde edilebilmesi için, kuşkusuz, vergi sisteminin hukuki yapısının da günün koşullarına uygun hale getirilmesinde de yarar vardır.


YARARLANILAN KAYNAKLAR

ATO (2002a), "A Better Tax System", http://www.taxreform.ato.gov.au/SiteHome.asp?placement= TR/IN&from=TR/IN (08.04.2002).

ATO (2002b), "Explanation Of Your Legal Rights And The Standards You Can Expect From The Tax Office", http://www.ato.gov.au/content.asp?doc=/content/Corporate/charter.htm&jumpto=explanation, (02.04.2002).

ATO (2002c), "Service Standards Achievements", http://www.ato.gov.au/content.asp?aoc=/content/ corpo.../charter.htm&jumpto=achienment (28.03.2002).

ATO (2002d), "The Service Standards You Can Expect From Us Under The Taxpayers' Charter 1999/00", http://www.ato.gov.au/content.asp?doc=/content/Corporate/charter.htm&page= 223#223 (28.03.2002).

ATO (2002e), "Your Important Taxation Obligatiıns", http://www.ato.gov.au/content.asp?doc=/ content/Corporate/charter.htm&jumpto=obligations, (02.04.2002).

ATO (1999), A New Tax Office for A New Tax System, 1999, http://www.ato.gov.au/content/ corporate/downloads/anto.pdf (12.04. 2002).

BAYRAKLI, Hasan Hüseyin (1997); Vergi Hukukunun Temel İlkeleri, Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayını No: 8, 1997.

Bursa Defterdarlığı (2003), "Setbaşı Vergi Dairesindeki Toplam Kalite Yönetimine İlişkin Faaliyetlerin Özeti", http://www.maliye.gov.tr/defterdarlıklar/bursa/html/kalite.html, (3.9.02)

DPT (2000), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Kamu Yönetiminin İyileştirilmesi ve Yeniden Yapılandırılması Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2000.

ETAAC (2002), Annual Report to Congress, June 30 2002, http://www.irs.gov/pub/irs-pdf/p3415.pdf (03.08.2002).

EYÜPGİLLER, Saygın (2001); "Vergi İdaresinin Yapılandırılması: Global Eğilimler ve Türkiye İçin Öneriler", Vergi Dünyası, Yıl 20, S. 233, Ocak 2001.

Gelirler Genel Müdürlüğü (2002), "Mükellefler Tarafından Sıkça Sorulan Sorular: Tahsilata Yetkili Bankalar", http://www.gelirler.gov.tr/ gelir2.nsf, (04.09.2002)

Gelirler Genel Müdürlüğü (2003), "Tablo 91: Vergi Kimlik Numarası Rakamları", http://www.gelirler.gov.tr/ gelir2.nsf (

GERÇEK, Adnan (2001); "Türkiye'de Vergi İdaresinin Modernizasyonu Açısından Vergi Kimlik Numarası Uygulamasının Değerlendirilmesi", Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Yıl 2001, C. XX, S. 1-2.

Inland Revenue (Te Tari Taake) (2002a), "Inland Revenue's Charter", http://www.ird.govt.nz/aboutir/ charter/charteren.html, (06.05.2002).

Inland Revenue (Te Tari Taake) (2002b), "Mission Statement", http://www.ird.govt.nz/overview/ index.htm (07.05.2002).

Inland Revenue (Te Tari Taake) (1999), Departmental Forecast Report (1 July 1999 - 30 June 2000), 1999.

Inland Revenue (Te Tari Taake) (2001), Inland Revenue Business Plan: The Way Forward, 2001, http://www.ird.govt.nz/aboutir/reports/bplan2001.pdf (09.05.2002).

Inland Revenue (2002a), "About the Ombudsman", http://www.ombudsman.org.uk/pca/about.htm (14.06.2002).

Inland Revenue (2002b), "Harnessing the Tecnology: Modernising Tax Administration", http://www.inlandrevenue. gov.uk/taxagenda/econ4.htm (21.06.2002).

Inland Revenue (2002c), "Tax Law Rewrite: Introduction", http://www.inlandrevenue.gov.uk/rewrite/ plans0001/ 0001_pt1.htm (18.06.2002).

Inland Revenue (2002d), "Tax Law Rewrite: Main Features of the Tax Law Rewrite Project", http://www.inlandrevenue.gov.uk/rewrite/plans0001/0001_pt2.htm (18.06.2002).

Inland Revenue (2000a), Charter For Taxpayers, September 2000

Inland Revenue (2000b), Inland Revenue Plan 2000/01, 2000, http://www.inlandrevenue.gov.uk/ about/irplanjune2000.pdf (23.05.2002).

IRS (1998), "IRS Restructuring and Reform Act of 1998", http://www.irs.gov/irs/display/ 0,,i1%3D46%26genericId%3D23252,00.html (20.06.2002)

IRS (2000a), Declaration of Taxpayer Rights, August 2000, http://www.irs.gov/pub/irs-pdf/p1.pdf (26.07.2002).

IRS (2002a), Fiscal Year 2003 Annual Performance Plan, February 4 2002.

IRS (2000b), Modernizing America's Tax Agency 2000, IRS Publication No: 3349, 2000.

IRS (1996), Taxpayer Bill of Rights II Document 7394 (Rev. 08-96), http://www.irs.gov/pub/irs-utl/tbor2.pdf (26.07.2002).

İstanbul Defterdarlığı (2002), "Toplam Kalite Yönetimi Çalışmaları Süreci", http://www.ist-def.gov.tr/tky/ detay.htm, (04.09.2002).

KARYAÄžDI, Nazmi (2001); Toplam Kalite Yönetimi ve Türk Vergi İdaresi, Ankara: Ankara Sanayi Odası Yayını No: 51, 2001.

KIRBAŞ, Sadık (1998); "Türk Vergi Sisteminin Sorunları ve Öneriler", Prof. Dr. Salih Şanver'e Armağan, İstanbul: Marmara Üniversitesi Maliye araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını No: 10, 1998.

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü (2001), ABD İç Gelir İdaresi (IRS) İncelemesi, Ankara, 2001.

Maliye Bakanlığı (2000), Gelirler Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu 1999, Ankara: Tarih Kurumu Basımevi, 2000.

Maliye Bakanlığı (2002), Gelirler Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu 2000, Ankara: Tarih Kurumu Basımevi, 2002.

Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri Derneği (2000); "Gelir İdaresinin ve Vergi Denetiminin Yeniden Yapılandırılması", 2000, http://www.gkd.org.tr/html/rap.html, (21.08.2002).

MEHTER, Hamdi (1975); "Kamu İdarelerimizin Yeniden Düzenlenmesine İlişkin Bir İnceleme", Mali Hukuk, Yıl 6, S. 31, (Mart 1975).

MINEFI (2000), Reforme-Modernisation du MINEFI, 30 Octobre 2000.

MINEFİ (2002), "Reforme Modernisation", http://www.finances.gouv.fr/minefi/ministere/reforme_ modernisation/index.htm (26.03.2002).

OSR (2002), "Mission Statement", http://www.osr.qld.gov.au/taxcharter.htm (05.04.2002)

ROSSOTTİ, Charles O. (1998); A Modernized Internal Revenue Servise, (Excerpt From the Statement Befote the Senate Finance Committee, January 28, 1998), http://www.irs.gov/ pub/irs-news/ir-98-3.pdf (24.06.2002).

SAWYERS, Roby B. ve Al Y.S. CHEN (2001); "Amerikan Gelir İdaresi'nde Toplam Kalite Yönetimi" (Çev: Özgür Saraç), Vergi Sorunları, Yıl 24, S. 157, (Ekim 2001).

SLEMROD, Joel (1990); "Optimal Taxation and Optimal Tax Systems", The Journal of Economic Perspectives, Vol. 4, Issue 1, (Winter 1990).

STEWARD, Clive (2000); Taxation Simplified 2000/2001, Ghalford: Management Books 2000 Ltd., 2000.

TOBB (1992), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara: TOBB Yayınları No: Genel 244; BÖM: 8, 1992.

UYSAL Mustafa - Hansın DALBAYRAK - Timuçi YURDANUR (2002); Çağdaş Eğilimler Işığında Türkiye'de Gelir İdaresi ve Denetimine Stratejik Yaklaşım, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Yayını No: 13, Ankara, 2002.

VİCKREY, William (1978); "Geniş Kapsamlı Vergilerde Kaçakçılığın Kontrolü", Türkiye'de Vergi Kaybı ve Önlenmesi Yolları, Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferansı Heyeti, İstanbul, 1978.

YILDIRIM, Adnan (1995); "Vergi Kimlik Numarası Uygulaması Başlarken", Vergi Dünyası, S. 167, (Temmuz 1995).

61976 kez görüldü, 2 kez indirildi.

<< --
 
EBSCO
PROQUEST
CABELLS DIRECTORY
INDEX COPERNICUS
SOCIOLOGICAL ABSTRACTS
ASOS Akademia Sosyal Bilimler Index
Üye Girişi
DUYURULAR/HABERLER
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler ve bu konudaki sorumluluk yazarlarına aittir.
Ampirik veriler, değerlendirme sürecinde hakem veya hakemler tarafından talep edilirse, yazar veya yazarlar ilgili verileri paylaşırlar.
Bu verilerin bir başka çalışmada kullanılmaması esastır.
© 2000 - 2024 İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi